12 Ocak 2011 Çarşamba

Püf noktası!..

Hemen her konuda bir 'püf noktası' olduğu söylenir ve bu doğrudur da. Soğan doğrarken gözlerin yaşarmasına mani olmaktan başlayıp, devlet yönetmenin en zor taraflarına kadar, çoğu zaman da şaşırtıcı bir biçimde etkili çözümler getiren pratik çözüm formülleri...
Sözgelimi ısırgan koparmak zorundaysanız ve eldiveniniz yoksa, nefesinizi tutarak ısırganı koparabilirmişsiniz. Isırganı nefesini tutarak koparmak, elinizi yakmadan toplamanın püf noktasıdır yani.
Peki ama mesela son katsayı kararında olduğu gibi, Danıştay'ın kendisini aşan kararlar vermesini engellemenin bir püf noktası var mıdır?..
Ya da Anayasa Mahkemesi'nin 367 ve benzeri kararlar verebilmesine; bir partiyi kapatmak istiyorsa, onu kapatmasına mani olabilecek kanun maddelerini re'sen iptal edebilmesine mani olabilmenin?..
Daha da doğru bir şekilde soracak olursak: Önlerine gelen meselelere, Millet adına baktıkları halde, Milletimizi zerre kadar kaale bile almadan kararlar alan ve itiraz edenlere de, soğuk bir şekilde son merci olduklarını hatırlatanları, bu alışkanlıklarından vazgeçirip, hakikaten Millet adına,Milletimizin arzu edebileceği ve en azından razı olabileceği şekilde davranmaya, nasıl ikna edebiliriz?..
Ne gerek var diyorsanız, mesele yok. Ama hepimizi ilgilendiren kararlar sözkonusu ve bunların bir şekilde hale yola koyulması, ciddi bir ihtiyaç...
Bulundukları konumu, kuvvetler ayrımının en önemli erklerinden birisi olan yargı görevini yerine getirmekten çok, ait oldukları dünya görüşü adına bir mücadele alanı olarak gören bir zihniyetle başedebilmenin yol ve yöntemleri nelerdir?..
Hukukun evrensel ilkelerini, Anayasamızı ve hatta kanunları bile kafasına estiği gibi yorumlayıp,hayatı kahir ekseriyet için yaşanmaz hale getirmeye çalışan ve bunu yaparken de sık sık, 'hukukun mutlak üstünlüğü' ve her ne demekse, 'yargı bağımsızlığı' nutukları atanlarla, nasıl mücadele edilebilir?
Katsayı sebebiyle mağdur olanların başvurularını daha önce 'Bu YÖK'ün işidir' şeklinde cevaplandıran Danıştay'ın, katsayı meselesi düzeltilip eşitlik sağlandıktan sonra devreye girme ihtiyacı duymasının izahı, yani püf noktası nedir ve o kurumu bu yanlış alışkanlıktan vazgeçirmek için neler yapılabilir?
Mevcut mevzuatta olmayan başörtüsü yasağının uygulayıcıları hangi püf noktalarını kullanmaktadırlar ve onlara mani olmanın püf noktaları nelerdir?..
Anayasanın tanıdığı eğitim-öğrenim hakkının kullanılmasını açık bir şekilde engelleyen bu zevatın,hallerine uyan TCK maddeleriyle tanışmalarını sağlamanın bir yolu yok mudur?
Eğer akıllarına estiği gibi davranma alışkanlığında olanların yollarını kesecek bir yol ve yöntem yoksa, bu olmalı değil midir?
Anayasamızın 24. Maddesi'nin çok açık bir biçimde insanımıza tanıdığı 'din eğitim ve öğretimi' hakkını çeşitli şekillerde sınırlandırma başarısını(!) gösterebilenler, hangi püf noktalarından faydalanmışlardır ve onlarla mücadele edip doğru olanın hakim kılınabilmesi için ne gibi püf noktaları bulabiliriz?..
Evet, doğranan bıçağın ucuna bir ekmek parçası koymanın soğan doğrarken gözlerin yaşarmasını önlediğini, peynir kesecekken bıçağı soğuk suya tutmanın ve sıcak ekmek doğrayacakken ısıtmanın iyi netice verdiğini... ve günlük hayatamızda sıkıntı doğuran birçok meselenin halli ile alakalı püf noktalarını biliyor ya da kolayca öğrenebiliyoruz.
Ama ülkemizin hakikaten yaşanabilir bir hale gelmesi için başka ve çok daha önemli püf noktalarına ihtiyacımız var ve bunları bir an evvel bulmak zorundayız..

Ekrem Kızıltaş
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder