23 Haziran 2009 Salı

AĞA’NIN ASALETİ

Arif Molu’ nun şahsında tecessüm eden “Ağa” asâleti, bu insanların, ne şartlar altında ve ne şekilde olursa olsun, başkalarının huzuru için, nefislerinde duydukları acıları bala tahvil etmenin çarpıcı tezahürleriyle doludur. Bir gün, içlerinde Darsıyak’ lı Hacı Mahmut Bey’in bulunduğu, Kayseri’ li seçkinlerden, oluşan bir kalabalık, Molu’ ya, Arif Bey’i ziyarete giderler.
Saygıdeğer konuklar, pencereleri geniş avluya bakan odalarda ağırlanmaktadırlar. Bu arada ilahi bir raslantı başgösterir. Arif Bey’in çoktan beri hasta yatan oğlu Cafer, ölür. Yaslı baba, konuklarının neş’esini kaçırmak istemez. Ev halkından, çığlıklarını, göğüslerinin derinliklerinde boğmalarını rica eder. Hıçkırıklar boğazlarda düğümlenir, kimseden çıt çıkmaz. Evin arka duvarı yıktırılır, cenaze oradan çıkarılır, kaldırılır. Konuklara bir şey sezdirilmez. (Ahmet KAPLAN)
Erciyes’in Eteğinden Geçenler, Kayseri Ticaret Odası Yayınları:28, Ocak 2000, Kayseri Sayfa:101

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder