20 Şubat 2014 Perşembe

Gurur


Meral Korkmaz
Ankara'nın soğuk bir kış gecesinde havaalanına gitmek için otogarda otobüs bekliyorum. Yerlere serdikleri bir battaniyenin üstünde koyun koyuna onlarca Suriyeli Mülteci uyuyor. Yolculara oturacak, rahatça hareket edecek alan kalmamış. Gelip giden yolcular, imkanları derecesinde yiyecek bir şeyler bırakıyorlar uykuda olan mültecilerin başucuna. Kızıyorum içimden; kampta kalmayıp Türkiye'nin her şehrine dağılan bu insanlara. Onları başıboş bırakan devlet siyasetine. Diger yandan içim paramparça hallerine. Altı yedi yaşlarında bir kız çocuğu, annesinin elini tutmus kalkmak uzere olan otobuslerine koşturuyor. Uykusundan uyanmış, bezgin gözlerle gelip geçenleri izleyen Suriyeli bir kız çocuğunun önünden geçerken elinde tuttuğu şapkasıyla atkısını düşürmüş gibi bırakıyor yaşıtı mülteci çocuğun önune. Arkasına baka baka annesi ile geçip gidiyor. Mülteci çocuk yolcu çocuğun birşey söylemeden ona bıraktığı şapkayı ve atkıyı sevinçle alıp başına takıyor. Üstümdeki montum ağır geliyor o saatten sonra bana. Cüzdanımdaki üç beş kurusum çok fazla. Yanı başımda uyuyan kadıncağıza olur mu bilmem, ona olmasa bile giyecek başkası vardır elbet. Montun cebine bıraktığım üç beş kuruştan kim nasiplenir onu da bilmeden bırakıp uzaklaşıyorum oradan. Annesinden habersiz sapkasını bırakan kız çocuğuyla gurur duyuyorum, uyuyan Mülteciler uyanmasın diye ses çıkartmaya korkan milletimle gurur duyuyorum. Türk adabı töresiyle gurur duyuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder