1 Temmuz 2009 Çarşamba

Emir Timur Hakkında Rivayetler



Cihangir Emir Timur, uzun seferlerinden birinde Türkistan'a da uğramış.
Durduğu yer Yesi köyü olup orada Ahmet Yesevi adlı şair ve fazıl bir kişi
yaşamış.

Emir Timur'un rüyasında oraya Hazreti Ahmet Ye-sevi için bir türbe
yaptırışı ayan olmuş. Hükümdar, seferini erteleyip türbe yaptırmaya karar
vermiş. Tür-benin planı çizilip yapılmasına başlanmış. Bir günde epey iş
yapılmasından memnun olan Emir Timur kendi karargahına girmiş.

Ertesi gün, erkenden inşaat başına gelen işçiler inşaatın bozulduğunu
görmüşler. Derhal Emir Timur'a haber vermişler. Cihangir, in-şaata gelip
onun bozulup yıkıldığını görmüş. Neden böyle olduğunu hiç kimse
açıklayamamış. Hü-kümdarın emriyle yapım işi süratle devam ettirilmiş.

Akşam karanlık olunca herkes çadırlarına dönmüş. Er-tesi gün, erkenden
gelen işçiler inşaatın yine çök-tüğünü görüp şaşırmışlar. Çabucak Emir
Timur'a haber verilmiş. Hükümdar hemen inşaatın başına gelip yıkıldığını
görünce şaşırmış. "Yaptığım iş ya-ratan Tanrıma makul gelmedi mi", diye
düşünmüş. Sonra, "Haydi, bugün de çalışalım, sabah acaba ne olur?" diye
düşünüp inşaatın başlanmasını emretmiş.

Herkes işe girişip binayı yükseltmeye başlamışlar. Yine akşam olunca
herkes kendi çadırına gitmiş. Er-tesi gün gelip baktıklarında binanın yine
bo-zulduğunu görmüşler. O zaman Timur: "İşi devam ettirin, gece beş on
kişiyi bekçi olarak bırakın" diye emretmiş. Akşam olup karanlık düşünce,
herkes ça-dırlarına gitmiş. Kalan bekçiler kirpiklerini bile kırp-madan
otururlarken, gece yarısı heybetli bir öküz

gelip yapıyı bozmaya başlamış. Bekçiler, ne olacak diye beklerken
gayibden: "Ahmed Yesevi'nin yeğeni Zenci Baba'nın doğduğu çağda, 'Yeğenime
benden önce türbe yapın' diye vasiyet edin" diyen ses gelmiş. Bekçibaşı
Emir Timur'un huzuruna varıp olanları an-latmış. Cihangir: "E, demek durum
böyleymiş" diyip Ahmed Yesevi'nin türbesini durdurup Zenci Baba adına
türbe yapımım başlatmış. Türkistan'ın ara-sından tâ Zenci Baba türbesine
kadar insanlar sıra olup kerpiçleri elden ele uzatmışlar.

Zenci Baba adına kurulan türbe bitince, Ahmed Yesevi'nin türbesini yapmaya
başlamışlar. Her iki türbe bitip gönlü ra-hatlayan Emir Timur sefere
çıkmış. Bu cihangir, uzun sefere çıkınca Ahmed Yesevi türbesini ziyaret
edermiş. Türkistan'a gidip Ahmed Yesevi'nin tür-besinde bir gece kalıp
Zenci Baba'nın türbesini ziyaret edip sonra sefere çıkarmış


Emir Timur'un iki gözü pek keskinmiş. Savaşta, mücadelede kılıcı, ok ve
yayı iş yapsa, teke tek gelince gözü öldürürmüş. Onun için düşmanları
arasında sa-vaşta ok, yay alsın, kılıç anına rastlasın, Cihangirin
gö-zünden Allah saklasın, şeklindeki söz dolaşırmış.
Sahibkıran göz ucuyla bakma ile yanındaki in-sanların aklını alsa, dik
bakmakla onu ecelsiz öl-dürürmüş.

Bu sebepten dolayı kimse, o komutan mı, ça-lışan mı, genç mi ya da yaşlı
mı, o kişinin gözlerine dik bakamazmış. Bir gün şöyle bir olay olmuş.
Sahibkıran bir memlekete gidip büyük orduyu yenip, o yeri sa-hiplenmiş.
Yenilip teslim olan yurdun sultanı da mert, cesur, korkmaz imiş, ama
ordusundan hainler çıkıp, ye-nilip teslim olduğunu da bilmemiş.

Teslim olan sultanın da gözü keskin olup baktığını yıkarmış. Yeşeren ağaca
baksa onu kurutur, sudaki balığa baksa onu cansız kı-larmış. Kısaca, onun
gözüne bir çok insan, hayvan, canlı dayanamaz, derhal mahvolup düşermiş.
Sultan, kılıç ve yay ile yenemeyip esir olduğu kişiyi gözü yar-dımıyla
yenmeye ahdetmiş. Esir alan kişilere:

-Beni Alempenah Timur'la karşı karşıya getirin, ona söyleyecek iki üç
önemli sözüm var, demiş. Bu sözü Sahibkıran'a iletmişler, o:
-Getiriniz! diye emdetmiş. Yenilen sultanı Sa-hibkıran'la karşı karşıya
getirmişler. Sultan Timur'a öyle

bir bakmış ki, Sahibhran donup kalmış. Sultan tekrar tek-rar dimdik
bakmış. Sahibhran aynı şekilde donakalmış. Sonra da Emir Timur sultana
bakmış. Bir kere bakınca sultanın vücudunu ateş basmış. İkinci bakışında
nefes alışı zorlaşıp yerinde oturakalmış. Üçüncü kere bakmış, esir sultan
aklını kaybedip mahvolmuş, üstündeki gi-yecekleri yanmaya başlamış. O
zaman Sahibhran:

-Bunun üstüne kovayla su dökün, saraydan çıkarıp havuza atın. Üstündekiler
sönse de hâlâ vücudu yan makta, demiş.

Hazretin söylediğini yapmışlar.

...İmiş ki, Emir Timur cihanın yarısını zaptedip, uzaktaki orman
kabilelerine ulaşmış, kısacası, onları da emri altına almış. Kayzer ve
askeri, özgür olan bu ka-bilenin başı çaresizlikten dolayı Timur'a
silahlarını tes-lim edip aşağıdaki sözleri söylemiş:
-Ey Emir! Sen bizi silah gücüyle yendin. Fakat sana şartlarımız var. Eğer
kasapsan bizi soyup at, eğer tüccarsan sat, eğer padişah olarak geldiysen,
bize şans ver.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder