4 Ekim 2017 Çarşamba

Profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını anlatıyor:

1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına   giderek "Çok zenginim. Evlen benimle!"dediniz. Bu,  doğrudan pazarlamadır
2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız  partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına  gitti ve sizi işaret ederek kıza "O çok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu,reklamdır.  
3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve  yanına gidip telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp "Çok  zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, telepazarlamadır.  
4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı düzelttiniz,ona doğru  yürüyüp içkisini tazelediniz,arabanın kapısını açtınız, çantasını  düşürünce eğilip aldınız,küçük bir gezinti teklif ettiniz ve sonra "Bu  arada ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?" dediniz. Bu, halkla  ilişkilerdir.  
5.Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız  gördünüz. Yanınıza geldi ve "Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle  evlenir misiniz?" dedi. Bu, marka bilinirliğidir.  
6.Katıldığınız  bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben çok  zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat  yapıştırdı. Bu, müşteri geribildirimidir.
7. Katıldığınız bir  partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben çok zenginim.  Evlen benimle!"dediniz. O da sizi kocasıyla tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır.  
8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız  gördünüz. Yanına yaklaştınız, ama siz birşeyler söyleyemeden önce biri  gelip ona "Ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir.
9.Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp   "Ben çok zenginim, evlen benimle!" diyecekken karınız geldi. Bu, yeni  pazarlara girememektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder